Vesta Pet Services

Bu sitede yer alan tüm içerik Vesta Pet Services'a aittir. İçeriğin tamamı veya bir bölümü kaynak göstermek suretiyle bile kopyalanamaz.

Vesta Evcil Hayvan Eğitim Bakım Sportif Faaliyetler San ve Tic LTD ŞTİ

iletişim: +90 555 496 96 55

Ofis: Kazımdirik Mah. 367/7 Sokak No:14/1 Avcılar Effect B.109 Bornova/İZMİR

Köpek Oteli: Gökyaka Mah. Gökyaka Kümeevler Yolu Cad. No:108 Kemalpaşa/İZMİR

Vesta Veteriner Kliniği: Kazımdirik Mah. 367/7 Sokak No:14/1 Avcılar Effect B.110 Bornova/İZMİR

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli

28 Ağustos 2015 Cuma

Temel İtaat Eğitimi ve Yavru Köpek Eğitiminde Eylül Fırsatı


Yıllardır köpek sahiplerinden sıklıkla gelen soruların başında "Köpek eğitiminde en uygun yaş" gelir.

Peki, köpeğimizi eğitmeye ne zaman başlamalıyız?

Köpeğin eğitimine başlamak için 6. ayı beklemeli miyiz?

Bu yazımızda bu konuya değinecek ve yaygın inanışı yıkmak, yavru ve genç köpeklerin sahiplerini eğitime teşvik etmek üzere eylül ayı kampanyamızdan bahsedeceğiz.

Öncelikle öğrenme, tanım itibariyle yaşantılar sonucu davranışlarda ortaya çıkan nispeten sürekli değişiklikler, çevreye uyum sağlama sürecidir. "Öğrenme" ile "olgunlaşma"yı birbirinden ayırt etmek gerekir. Olgunlaşma, köpeğimizin içinde var olan yetenek veya güdülerin kendiliğinden gelişmesine ve ulaşacağı düzeye gelmesine denir. Öğrenme ise aktif bir süreçtir.

Öğrenmede davranışlarda değişiklik gözle görülebilir olmalıdır. Köpeklerimiz, doğdukları andan itibaren dünyayı keşfetmeye ve dünyaya karşı çeşitli davranışlar geliştirerek adapte olmaya, uyum sağlamaya, yani öğrenmeye başlarlar. Dolayısıyla öğrenme, aslında köpek doğduğu andan itibaren başlamaktadır.

Doğumdan sonraki ilk 7 hafta, köpeğinizin, annesi ve kardeşleri ile geçirmesi gereken süredir. İlk 12-14 hafta, kritik sosyalizasyon sürecidir ve köpek, ileriki yaşantısında karşılaşacağı olgularla kademeli olarak tanıştırılmalı, öğrendiği dünyaya karşı olumlu bir algı içerisinde olması sağlanmalıdır. Kısacası, yavruların bakımı ve sosyalizasyonu konusunda deneyimli, iyi bir üreticiden köpeğinizi uygun zamanda (min. 7 haftalık) sahiplendikten hemen sonra eğitimlerine başlamalısınız.

Köpeğinizin eğitimine ne kadar erken yaşta başlarsanız, o kadar doğru sonuçlar elde edersiniz. Dolayısıyla köpeğin sahiplenilme sürecinden itibaren bir eğitimciden destek almanız lehinize olacaktır. Çünkü siz eğitimi ötelediğinizi düşünseniz bile, köpeğiniz sizi ilk gördüğü andan itibaren sizden bir şeyler öğrenmeye başlayacaktır. Bu noktada, bir eğitim merkezine göndermekten ya da "otur" "yat" "bekle" gibi komutların öğretilmesinden bahsetmiyoruz. Bu noktada köpek üzerinde aşırı baskıcı olmaktan, köpeği ürkütmek ya da korkutmaktan kesinlikle bahsetmiyoruz.

Köpeğinizle iletişim kuracağınız ortak bir dilin geliştirilmesinden, köpeğin sonraki yaşamına doğru adımlarla hazırlanmasından bahsediyoruz. Bunu ne kadar erken yaşta kazanır/kazandırırsanız, karşılıklı olarak ilişkiniz de o kadar sağlam temeller üzerine inşa edilmiş olacaktır.


Buradan yola çıkarak, köpek sahiplerini erken yaşta eğitime ve doğru bir başlangıca teşvik etmek amacıyla, 05-20 Eylül 2015 tarihleri arasında

2-4 aylık arasındaki köpeklerin sahiplerine sahip eğitimi programlarında
4-6 aylık arasındaki köpeklerin sahiplerine de konaklamalı temel itaat eğitimi programlarında

%30'a varan avantajlar sağlamaya karar verdik.

2015'in son çeyreğine girmek üzere olduğumuz bu dönemde, hâlâ karşılaştığımız "6. ayı beklemek" yanlışını düzeltmek ve o yaşa gelene dek birçok yanlış davranışlar kazanmasını önlemek için bir adım biz atarken, bir adım da yavru köpeklerin sahiplerini eğitim konusunda bilinçli bir adım atmaya teşvik etmek istiyoruz.

Unutmayın, siz öğretmeye çabalamasanız da, onlar zaten sürekli bir şeyler öğreniyor! Neden doğru olanları öğrenmesinler?



Köpek Eğitmeni

Oktay Gülsaçan 
İzmir - 2015





28 Mayıs 2015 Perşembe

Köpeklerin İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Eğitimle ya da psikolojiyle biraz ilgilenmiş herkes Abraham Maslow'un "İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı"nı duymuştur. İlgi alanınızın dışındaysa, kısaca özetlemek gerekebilir. Maslow, insan ihtiyaçlarını beş temel kategoride incelemiş ve her bir kategoriyi bir piramidin basamağı gibi hiyerarşik olarak sınıflandırmıştır.

Bu şekilde ortaya çıkan piramide Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi denir ve Maslow'a göre insan bir alttaki basamaktaki ihtiyaçlarını karşılamadan, bir sonraki basamağa geçemez.

Maslow her ne kadar insan psikolojisinin diğer hayvanlardan farklı olduğunu düşünmüş olsa da, bugün ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramı, çeşitli yönleriyle insanlar için tartışılır hale gelmiş durumda. Örneğin en alt basamaktaki ihtiyaçlarını karşılayamamış işsiz ve aç bir insanın yolda bulduğu bir çanta dolusu para, onun tüm fizyolojik gereksinimlerini karşılayacak olsa da, kendisinin çantayı sahibine ilettiği bir durumda bahse konu kişi, alt basamakları es geçip 4. basamaktaki ihtiyacını karşılamaya yönelmiş gibi görünüyor ve bu da Maslow'un teorisi için bir zaaf gibi görünmekte. Oysa içgüdülerin daha saf var olduğu hayvanlarda, basamakların yerlerinin değiştiğini gözlemleyeceğimiz örnekler daha az sayıdadır. Yine de genel çerçeve olarak Maslow'un kuramı kabul gören bir kuram olarak psikoloji biliminde yerini bulmuştur.

Şimdi bizler ana konumuz olan köpeğe dönersek, kalça ekleminde bir problem olan ve eklemin hareketiyle ağrı çeken bir köpeğe "otur" komutunu öğretmeye çalışmak, hem akıntıya karşı kürek çekmek olacak hem de köpeğimizin "otur" komutu ile kalçasındaki ağrıyı bağdaştırmasına neden olacaktır. Aynı şekilde ortamdaki bir durum nedeniyle kendini güvende hissetmeyen bir köpeğin neşe içinde attığımız topu getirmesi de imkansızlaşacaktır. Dolayısıyla Maslow'un bu teorisinden faydalanırsak, köpek eğitirken yanlış adımlar atmaktan da kendimizi koruyabiliriz.

Şimdi, Maslow'un insan için belirlediği ihtiyaçlar hiyerarşisini köpeğe uyarlayacak olursak:

1. FİZYOLOJİK GEREKSİNİMLER

Bu basamaktaki ihtiyaçlar, köpeğimizin fiziksel olarak rahat bir yaşam sürmesi ve gelişmesi için ihtiyaç duyduğu gereksinimlerdir.

- Kaliteli Besin Maddeleri
- Taze ve Temiz Su
- Temiz Hava
- Uygun Hava Sıcaklığı (Yetişkinler için ortalama 20-21 C)
- Yeterli Uyku (Ortalama günde 12-18 saat)
- Uygun yuva ve yatak
- Düzenli Veteriner kontrolleri ve önleyici hekimlik hizmetleri
- Düzenli Egzersiz ve Hareketler
- Hareket Kabiliyetini Engellemeyen Yeterli Alanlar

olarak örneklendirilebilir.

2. GÜVENLİK

Bir köpeğin kendini güvende hissetmesi için gereksinimleri şu şekilde sıralayabiliriz:

- Düzenli Beslenme (Yeterli miktarlarda ve programlı beslenme, sürekli temiz ve taze su)
- Sosyal İletişim
- Irk standardına uygun bir gelişim
- Fiziksel cezalardan ve sert muamelelerden arındırılmış bir ortam
- Algılanan tehdit ve tehlikelerden korunma
- Korku, panik, savunma, agresyon gibi davranışları ortaya çıkaracak etkenlerden arındırılmış bir ortam
- Gelişim süreçleri için gerekli yetenekleri öğrenme
- Köpeklerinin vücut dilini bilen sahipler




3. SEVGİ ve AİDİYET

Köpekler sürü canlılarıdır ve kendilerinin bir topluluğa ait olmasına ihtiyaç duyarlar. Peki bir köpeğin sevgi ve aidiyet ihtiyacını karşılayacak gereksinimler nelerdir?

- Eğlenceli aktiviteler, yürüyüş ve oyunlar
- Pozitif Eğitim
- İnsanlar ve ailesiyle karşılıklı keyif verici temas, okşanma
- Öğrenilmiş sevgi ve onaylanma sözcükleri (Aferin, güzel oğlum/kızım vb)
- Karşılıklı güven ve inanç







4. SAYGI

Maslow, bu basamakta özsaygı, başkalarına saygı, güven ve başarılı hissetme gibi duyguları kategorize etmiştir. İnsanla birlikte ortak bir yaşam sürdüren köpeğinizin de kendine ve size saygısı önemlidir. Bu saygı, pozitif metotlarla öğrettiğiniz yaşam kurallarıyla sağlanabilir.

- Kritik sosyalizasyon periyotlarına uygun sosyalleştirilmiş yavru.
- Ömrü boyunca pekiştirilen ve ödüllendirilen doğru davranışlar.
- Düzenli zihinsel uyarılma, sıkıcılaşmayan bir yaşam.
- Kazanılmış başarıları ve mutlulukları beraber kutlama.
- Sürekli gelişim, öğrenme ve başarılı eğitimler.

5. KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

Maslow, bir kişi ne olabiliyorsa onu olmalıdır demiştir. Burada, üstteki tüm gereksinimlerin karşılanması durumunda bile, kişi bireysel olarak uygun olduğu şeyi yapmıyorsa, kendini gerçekleştiremeyeceği, mutlu olamayacağı söylenmektedir. Bu insanlar için olduğu kadar, köpekler için de geçerlidir. Her köpeğin sürüde kendisine uygun bir yeri, görevi vardır. Bundan dolayı yıllardır iş köpeği sınıfındaki köpeklerin mutlaka ırklarına ve karakterlerine uygun eğitimleri alması gerektiğini savunuyoruz. Bu sayede köpek, kendini olması gerektiği yerde hissedebilir ve kendini gerçekleştirebilir.

Unutmayın ki, Maslow'a göre, alt basamaktaki ihtiyaçlar karşılanmadan, üst basamak karşılanamaz.

Uzun bir aradan sonra hepinize köpekleriyle birlikte mutlu bir yaşam dilerim.

2 Mart 2014 Pazar

Beklenen Dobermann Yavruları Geliyor

Andromeda Hachi
Sene 2010’du… Türkiye’nin ilk BH sertifikalı (56/60), itaati ile hafızalara kazınan köpeğimiz Vesta ile İzmir’in göz dolduran köpeği Rüzgar’ın eşleşmesinden ilk batınımızı aldık. Bu batın, aynı zamanda Köpek Irkları Federasyonu’na kayıtlı ilk Dobermann eşleşmesiydi. Karakter en büyük önceliğimizdi, bu batından bir yavru tuttuk, karakteriyle batının yıldızı olmasını, Vesta’nın itaatini ve koruma güdüsünü, Rüzgar’ın sakinliğini alacağını ummuştuk… Andromeda “Hachi”ydi ailemizin yeni üyesinin adı…

Çok geçmedi, 1 yaşında meyvelerini almaya başladık Andromeda’nın. Andromeda adını çok kullanmadığımızdan İzmir’de Hachi diye bilinse de, şecere adı Andromeda olan bu ufaklık, genel sakin ve kontrollü karakterinin üstüne muhteşem bir koruma güdüsü taşıyordu. Bu karakteri boşa harcamadık, gerçek bir koruma köpeğini nasıl hayal ettiysek öyle yetiştirdik Hachi’yi…

Sonucunu ise 2 yaşından sonra günden güne pek çok kişinin hayallerini süsleyecek bir karakterle aldık. Tabir-i caizse (bu tabir bizim değil, başkalarının yakıştırmasıdır.) “mermi gibi” bir koruma güdüsüne sahipti kızımız; Vesta’nın itaatini de almıştı üstelik. Her şey bir yana, ağırbaşlı ve sosyal duruşuyla dengeli bir aile köpeği, hayalimizdeki dobermann olmuştu Hachi. Gözlerden uzak tutmaya çalıştık, nazar değmesin diye.

Andromeda Hachi
Andromeda Hachi






Darius di Caresi
Amacımız asla ticari kaygılar taşıyan bir kennel olmak olmadı. Hiç acelemiz de olmadı. 2013 yılının Nisan ayında Is Vesta’s Progeny adıyla FCI’a kayıtlı üretici adımızı aldık ve kaybetmek istemediğimiz Vesta soyunu devam ettirecek bir erkek arayışına girdik.

Elbette karakterin yanında Dobermann Irk Standartlarında da hedeflerimiz vardı. “Good” derecesinde Vesta ile çıktığımız yolda “Very Good” Hachi ile devam ediyorduk.

Yeni batınımızda da, yakaladığımız karakterden de, standarttan da geri kalmak istemedik. Kendi çabamızla bir adım öteye gitmekti bizim için önemli olan.

Yurt içinden ve yurt dışından çeşitli erkek köpekleri incelemeye başladık. Kalıtsal hatasız, sağlıklı, dengeli köpek arayışımızda Dobermann Irk Derneği başkanı Şeref Bey’in köpeği Araf’la karşılaştığım gün beklentim adına çok doğru bir hamle yaptığıma da inandım. Araf takma adlı “Darius di Caresi Nice” ırk standartlarında Türkiye Şampiyonu; karakter olaraksa tam aradığım dengeli köpek profiliyle, bizim için biçilmiş kaftandı. Ve Andromeda & Darius di Caresi Nice eşleşmesi gerçekleşti.

Andromeda Hachi
Gebeliğin 4. haftasında girdiğimiz ultrason’daki heyecanımız paha biçilmezdi. Bizim heyecanımız bir yana, Hachi’yi tanıyan arkadaşlarımızın, ondan yıllardır yavru bekleyen dostlarımızın heyecanı bizi daha da heyecanlandırıyordu. Gebelik gayet iyiydi. Son haftaya kadar ilan vermedik, ancak artık doğum gerçekleşti.

09.03.2014 gecesi başlayan doğum, 10.03.2014 sabahına dek sürdü ve son derece sağlıklı,
1 kızıl erkek
2 kızı dişi
7 siyah erkek
3 siyah dişi olmak üzere toplam 13 doberman yavrusunun doğumuna tanıklık ettik.
Andromeda Hachi

Bu yazı biraz ilan, biraz da duygularımızı paylaştığımız bir yazı. Kendi köpeğinin hikayesini yazmak isteyen Dobermann severleri "Vesta ailesi"ne katılmak üzere bekliyoruz. Bu anlamda batından beklentimiz nasıl yüksekse, bu batından bir dobermann yavrusu sahiplenmek isteyen insanlar için de beklentilerimiz yüksek. Bizi biraz tanıdıysanız, sizden isteğimizin de yavrularımızın güzel ailelere gitmesi olduğunu anlamışsınızdır.

Şimdi biraz da duyuru konseptine uygun, anne ve baba hakkında bilgiler verelim.


Darius di Caresi
Baba: Darius Di Caresi
Sahibi: Şeref ŞEREF
Doğum Tarihi: 21.04.2011
KIF Kayıt No: KIF - DBM - 0068
Baba Adı: Titus Tarantula von Jahrestal
Anne Adı: Tahi-reme Yasmine
Doğum Yeri: Macaristan
Üretici: Veres Timea
Hakem Değerlendirme Notu: Mükemmel (EX)
Kalça Röntgeni: Çekildi, sorunsuz.
Ünvanları:
2011 Turkey Clup Championship: VP2
2012 Turkey Clup Championship: Int. Clup Winner
2013 Turkey Clup Championship: Open Clup Winner SG
12x Excellent
2x JCAC
4x CAC
2x R.CAC
2x Best Sex
1x BOB
1x BOG

Sağlık: Bilinen hiçbir sağlık sorunu yoktur.

Andromeda Hachi
Anne: Andromeda Hachi
Sahibi: Oktay GÜLSAÇAN
Doğum Tarihi: 05.05.2010
KIF Kayıt No: KIF-DBM-0023
Baba Adı: Rüzgar
Anne Adı: Vesta
Hakem Değerlendirme Notu: Very Good (VG)
Kalça Röntgeni: Çekildi, sorunsuz.

Genel Karakter: Dengeli, oyuncu, sakin, alert, yüksek derecede agresifleşebilen, itaatkar.

Sağlık: Düzenli olarak sağlık kontrollerine girmektedir ve bilinen hiçbir sağlık sorunu yoktur.

Hachi'nin bu batın harici hiçbir yavrusu yoktur.

Diğer fotoğrafları ve videosu için tıklayınız.



Yavruların secere bilgileri: ** 

KIF-DBM-0068
Rüzgar
KIF-DBM-0027
Chucky*
Benesis*
Kontes*



* İşaretli isimler resmi evraklarda görünmeyecektir.
** Daha önceki secere bilgilerine köpeklerin adlarına tıklayarak ulaşabilirsiniz.


İletişim: 

oktay@vestaegitim.com

0555 496 96 55

İzmir 2014

Doğum Tarihi: 09 Mart 2014

Batımın Facebook Albümü için Tıklayınız...



24 Ekim 2013 Perşembe

Köpek Eğitimi Kaynakları 1

Bu zamana dek köpek eğitimi üzerine başlangıç ve orta seviyedeki köpek sahiplerine faydalı olacağını umduğum pek çok yazı kaleme aldım. Köpek eğitim yöntemlerinden köpek eğitmeni bulmaya, eğitim presniplerimden köpek eğitiminde kullanılan temel teorilere kadar pek çok yazımı sizlerle paylaştım. Bugünden itibaren sizlerle kaynak arşivimden okumanızın yararlı olacağına inandığım bazı eserleri paylaşmaya başlıyorum. 

Kaynakların bir kısmı ilk kez köpek sahipleneceklere hitap ederken, bir kısmı da köpek eğitmeni olmak isteyenlere ya da meslektaşlarıma yönelik olacak.

Maalesef köpek eğitimi üzerine Türkçe kaynak sıkıntısı olduğundan, pek çok kaynağın İngilizce olduğunu belirtmekte fayda var. Bu alanda pek çok kaynak olduğundan, zaman içerisinde elbette kaynakları yeni yazılarımda tanıtmaya devam edeceğim.

İlk bahsetmek istediğim eser, Dr. Ian Dunbar'a ait "Before You Get Your Puppy". Bugüne dek ilk kez köpek sahibi olacaklara hep, köpeğiniz eve girmeden önce köpek eğitimi hakkında bilgi sahibi olmalısınız, tavsiyesinde bulundum. Bu eserde de köpek sahibi olmadan önce edinmeniz gereken pek çok önemli bilgi mevcut. Henüz köpek sahibi olmayan hayvanseverler mutlaka edinmeli ve okumalı.

Yavrunuzu kardeşleri arasından seçmekten tutun, onun 5 aylık oluncaya dek geçireceği kritik evrelere dek çok önemli bilgiler içeren kaynağı buraya tıklayarak ücretsiz okuyabilirsiniz


Yeni köpek sahibi olanlara önereceğim ikinci kitap yine Ian Dunbar'dan. İlk kitabın devamı niteliği taşıyan "After You Get Your Puppy"de bu kez köpeğimizin kritik son 3 döneminden başlayarak insanlarla sosyalleştirilmesi gibi çok önemli bilgilere yer veriliyor.

"After You Get Your Puppy"yi de yine buraya tıklayıp Ian Dunbar'ın sitesine sadece üye olarak ücretsiz indirip pdf formatında okuyabilirsiniz.

Bu yazımda okumanızı kesinlikle önereceğim üçüncü kitap ise Mary Burch'a ait "How Dogs Learn". Köpek eğitiminde edimsel koşullanmanın önemi tartışılmaz. Kitapta da köpek eğitiminin temellerinden olan bu kuram detaylıca ve pratik uygulamalarla okura anlatılmış. 

Dahası sık karşılaşılan kimi sorunların da çözümü için yol gösterici nitelikte olan "How Dogs Learn", hem kendi köpeğini eğitmek isteyen hayvanseverlere hem de eğitmen olmak isteyen genç arkadaşlara başucu kitabı olabilecek bir eser. 



Köpekler bizimle iletişim kurarken, birbirleri ile temasa geçtiklerinde ya da kendi hallerindeyken beden dilleriyle bir şeyler anlatırlar. Belki konuşmazlar ama vücut dilleriyle, kendilerini konuşmaktan daha iyi ifade ederler. Dolayısıyla köpek eğitirken ya da köpekle yaşarken onun vücuduyla neler anlattığını, neler hissettiğini anlamak çok büyük önem taşır.

Bugün bahsedeceğim son ve çok keyifli eser de bu anlamda bir kaynak niteliği taşıyor. Brenda Aloff'a ait "Canine Body Language" adlı eserde, köpeklerin beden dili çizim ve fotoğraflarla anlatılmış.


İlk yazı için 4 kitap sanırım başlangıç aşamasında yeterli olacaktır. Daha sonra fırsat buldukça yeni yazılarımda yeni eserler tavsiye edeceğim. Keyifli okumalar...

Oktay GÜLSAÇAN
Köpek Eğitmeni
İzmir - 2013



6 Eylül 2013 Cuma

Köpek Sahiplenmek, Sahiplendirmek?

Bugün Facebook zaman tünelimde bir hayvansever grubun ilginç bir paylaşımına tanık oldum. Metinde geçen şu ifadeler üzerine düşünmeye ve yazmaya değer miydi bilmiyorum ama tutamadım kendimi.

Bir köpek sahiplendirme grubu "Bekara, öğrenciye, nişanlılara köpek vermediğini, küçük ırkları bahçelere..." kesinlikle vermediklerini (!) yazıyordu. Dahası kuru mamayla besleyenlere, doğal beslemeyenlere... diye devam ediyordu paylaşım.

"VER-Mİ-YO-RUZ!!!" diye başlayan ilanın zaten "vermek" sözcüğünü kullanmasından açıkçası pek hazzetmemiştim. Bu yukarıdan ve hayvanı verilip alınan bir nesne statüsüne koyan tabir bence bir hayvansever grubuna yakışmamıştı. Ancak ilan hazırlanırken o kadar detaylı düşünülmediği de aşikardı. Yine de ilanı hazırlayanın yaklaşımı konusunda fikir vermiyor da değildi.

Bekara köpek vermiyordu grup... Evli olmak lazımdı köpek bakabilmek için.
Nişanlılara köpek vermiyordu... Evli olmak lazımdı?
Öğrenciye köpek vermiyordu... İş sahibi olmak lazımdı...

Sorsak kendilerine, "Evleniyorlar eşleri istemiyor, sokağa atıyorlar;  nişan atıyorlar köpek ortada kalıyor. Mezun olup ailelerinin yanına dönünce terk ediyorlar." diyecekleri aşikar. Böylece genellemiş olmalılar insanları, boşanma oranlarından habersizce, üstelik de insanların özel hayatlarını kurcalayacak kadar da hadsizleşmiş olmalılar. En kibar ifadeyle önyargılarıyla yönetiliyorlar diyelim.

Ne sebeple olursa olsun, bir insanı birey olmaktan çıkarıp bir gruba (evli, bekar, çocuklu, çocuksuz, öğretmen, polis, emekli, genç, yaşlı, erkek, kadın vb.) dahil ederek bir eylemini sınırlandırmak istemek, baskılamak ve genellemelere ulaşmak bana sığ geliyor. İnsanların birey olduğunun ve içinde bulunduğu medeni durum ya da sosyal statünün onun davranışlarını tektipleştireceği algısına nasıl varabilir insanlar, şaştım doğrusu.

Bunu yazmak bile gülünç ama hayvan sahiplerime baktığımda, içlerinde köpeğine inanılmaz özen gösteren evlisi, bekarı, öğrencisi, nişanlısı, emeklisi pek çok insan olduğu gibi; pekala boşanınca ya da çocuk sahibi olunca köpeğinden vazgeçen de nice insan görmek işten değil. Aynı şekilde mezun olunca terk edeni de yok mu? Elbet var. Ama bu, öğrenci alıyorsa kesin terk eder diyebileceğimiz anlamına da gelmez!

Bekar olmakla köpeğe iyi bakmamak ya da köpeği terk etmek arasında pozitif bir korelasyon olduğunu sanmıyorum. En basitinden kendime baktığımda bekarken ve öğrenciyken sahiplendiğim köpeğimi sevmeyen ya da istemeyen biriyle ne sevgili olurdum; ne de eş. Ya da daha açıklayıcı olması açısından, kişi belki hiç evlenmeyecek? Eee yani bu insan köpek sahiplenemeyecek mi ömrü boyunca bir barınaktan? Belki sadece köpeği olsun istiyor hayatında? Bir köpeğin kaderini ellerinde tuttuğuna inanan bu insanlar kendilerinde bu köpeklerin ve onları sahiplenmek isteyen insanların hayatlarını birleştirmeme gücü de bulabiliyorlar pekala. Bu nasıl bir egodur, bu hakkı, bu gücü bu topluluklara kim vermiştir?

Çocukluya, bekara ya da hayvan sahibine ev vermemek ne kadar dar bir düşünceyse, herhalde bu hayvansever grubun bekara, öğrenciye ya da nişanlıya "kesinlikle köpek ver-me-me-si" de aynı dar düşüncenin ürünü olabilir. Başka yerde lanet ettikleri, aynaya baktıklarında göreceklerinden çok da farklı değil aslında. Üstelik ev, kişinin kendi inisiyatifinde bir malken, köpek bir mal değil. Nereden baksak evini vermeyen adamın canı istememiştir vermemiştir, kendi düşüncesidir, haklı veya haksız ev onundur. Ya köpek? Köpek bu insanların malı mıdır ki üzerinde böyle güçlü bir hakka sahip olduklarını düşünmektedirler?

Bir de küçük ırk mevzusu var. Mesela küçük ırkı bahçeye vermiyorlarmış? Apartmanda yaşarken duvar kağıtlarına kadar yiyen enerji seviyesi had safhada bir cocker'ım var. 1.5 yaşında sahiplendim. Günün neredeyse 23 saatini.5 dönümlük bahçede fıldır fıldır koşarak hiç yorulmadan geçiriyor. Bu köpeği eve hapsetmek başlı başına hem sahibi hem köpek için işkence. Bu yazıyı yazarken saat 00.18, Gofret hâlâ bahçede haylazlık peşinde. Buyursunlar Gofret'i daireye versinler de göreyim, neler yaşıyorlar. Kinolojiden, ırklardan bu kadar habersiz bu kişilerin bir araya toplanıp hayvanlar, onları sahiplenme kriterleri vs. adına kendi kendilerine kararlar vermeleri sizce de umut kırıcı değil mi?

Nice küçük ırkın aslında av köpeği olduğundan habersiz, onları apartman dairelerine sıkıştırma şartı koyarak bir de kendilerince süper sahiplendirmeler yaptıklarına inanıyorlar; sayfa yöneticilerinden biri de çıkıp demiyor ki "Arkadaşlar böyle genellemeler yapıyoruz ama bekar var bekar var; küçük ırk var, küçük ırk var..." diye.

Sayfa ziyaretçilerinden tepki alınca ise "Bizim topumuz, istersek alır gideriz" misali köpekler kendilerine ait malmış gibi "Biz vermiyoruz, ne deseniz de..." diye tepki koyuyorlar.

Köpek sahiplendirmek, evsiz hayvanlarla uğraşmak zor ve stresli bir iş elbette. Her gün defalarca bu stresi kaldıramayan nice hayvan gönüllüsünün agresifleştiğine ve antipati topladığına tanık oluyoruz. Oysa bu işler sağlam kafayla oturup planlanması, belirli şablonlar, anketler kullanılarak yapılması gereken işler. Bilimsel işler aslında, çocuk oyuncağı değil. Ne her insan birbirinin aynı; ne her köpek birbirinin aynı. Önemli olan doğru insana doğru köpeği sahiplendirmek ve bunu bilimsel temellere dayandırarak yapmak. İnsanları suçlamak ya da önyargı ile yaklaşmaktansa bakıma muhtaç hayvanların var olduğu ve var olacağı gerçeğiyle, daha bilimsel ve ayağı yere basan organizasyonlarla mücadele etmektir. Hedef olarak insanları ya da grupları almaktansa sahipsiz hayvanların neden sahipsiz oldukları, sokağa terk edilen köpeklerin neden terk edildikleri konusunda daha bilimsel yaklaşımlar ortaya konmalı, sorunların kaynakları ortadan kaldırılmalıdır.

Yıllardır köpeklerin chiplendirilmesi ve daha sahiplenildiği esnada kayıt altına alınması gerektiğini savunuyoruz. Ülkemizde ise henüz veteriner kliniklerinin neredeyse çoğunda microchip okuyucu yok. Geçtiğimiz haftalarda, evin kapısını açıp kaçmış bir köpeğin, sahibi tarafından bulunmadan önce bir gönüllü grup tarafından yakalanıp, kısırlaştırılıp, sahiplendirilmek istenmesine de tanık oldum. Üstelik köpeğin üstünde microchip'i vardı ve Köpek Irkları ve Bilimleri Federasyonuna ve Irk Derneği'ne kayıtlı bir köpekti bu. Bulan hayvansever gönüllümüz "SOKAĞA ATILMIŞ!!!" diye üç ünlemli bir ilan vermeden, kısırlaştırtmadan evvel microchip'i var mı acaba, köpek kayıtlı mı diye aratsaydı, sahibi bulduğunda gereksiz yere operasyon geçirmemiş olacaktı hayvan... Neyse, o başka bir yazımın konusu...

Herkese köpekleriyle beraber mutlu anlar...

Oktay Gülsaçan
Köpek Eğitmeni
İzmir - 2013

Error 404

The page you were looking for, could not be found. You may have typed the address incorrectly or you may have used an outdated link.

Go to Homepage