Vesta Pet Services

Bu sitede yer alan tüm içerik Vesta Pet Services'a aittir. İçeriğin tamamı veya bir bölümü kaynak göstermek suretiyle bile kopyalanamaz.

Vesta Evcil Hayvan Eğitim Bakım Sportif Faaliyetler San ve Tic LTD ŞTİ

iletişim: +90 555 496 96 55

Ofis: Kazımdirik Mah. 367/7 Sokak No:14/1 Avcılar Effect B.109 Bornova/İZMİR

Köpek Oteli: Gökyaka Mah. Gökyaka Kümeevler Yolu Cad. No:108 Kemalpaşa/İZMİR

Vesta Veteriner Kliniği: Kazımdirik Mah. 367/7 Sokak No:14/1 Avcılar Effect B.110 Bornova/İZMİR

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli
Köpek Seçimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köpek Seçimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ekim 2011 Pazartesi

Köpek Nereden Sahiplenilir?


Yavru ya da yetişkin bir köpek sahibi olmaya, ırka, dişi ya da erkek köpek sahibi olmaya karar verdiniz ve bir köpek sahibi olmak üzere yola çıktınız. Önce şunu kesin olarak belirteyim: Pet Shop'lardan köpek almamalısınız. 

Pet Shop'tan alacağınız köpeğin anne babası belli değildir. Şecereli olduğu söylense bile yavrusuna şecere çıkartmış hiçbir üreticinin, yavruyu bir petshop'a bırakmayacağından emin olabilirsiniz. Köpek alırken en önemli unsur anne babadır.

Pet Shop'larda köpekler dar alanlarda kapalı kalır. Bu onların fizyolojisi ve psikolojisi açısından sağlıklı değildir. 

Pet Shoplardan alınan çoğu köpek oradan hastalık kapmıştır.

 (Bkz: Petshop Gerçeği)

Bir köpek sahiplenmek için 3 uygun yer vardır:

1. Barınaklar: Yetişkin ya da yavru, melez ya da ırk; barınaklarda pek çok köpek bulunmakta. Barınaktan köpek sahiplenirken dikkat etmeniz gerekenlerse bilhassa şunlar:
  • Irk anlamında beklenti içine girdiyseniz, yani ırkın iyi temsilcilerinden birini sahiplenmek istiyorsanız şunu aklınızdan çıkarmayın, barınaklara ırk hayvanlar bırakılır evet; fakat ırkın iyi temsilcileri neredeyse asla barınağa düşmez.
  • Barınaktaki hayvanların çoğunun büyük ya da küçük problemleri vardır. Gerek sağlık, gerek psikolojik; köpeğin geçmişi hakkında alabildiğiniz kadar bilgi almalısınız.
  • Barınaktan alınan yavrular risk altındadır, yavrunun olabildiğince sağlıklı olmasına dikkat etmelisiniz. 
  • Barınaktaki hayvanların genetik mirası bilinmez. Dolayısıyla karakteri, potansiyel hastalıkları, fiziki özellikleri hakkında kesin bilgilere ulaşmanız mümkün değildir.
  • Bunları, barınaktan köpek almayın diye yazmıyorum, barınaktan köpek aldıktan sonra onu tekrar sokağa bırakmayın ya da barınağa geri götürmeyin diye yazıyorum. 
  • Barınaktan köpek sahiplenecek insanların, sahiplenmek istedikleri köpekten beklentilerini en aza indirgemeleri gerekmektedir. Oradan bir köpeği kurtarıyorsunuz, güzellik yarışmasında dereceler kazanacak bir köpek almıyorsunuz.
2. Çiftlikler/Üreticiler: Yetişkin ya da yavru, köpek sahiplenmek için en uygun yerlerin başında profesyonel üreticiler gelir. Profesyonel üreticiler, gelişigüzel çiftlikler değildir. Ellerinde damızlık değeri olan köpekler vardır ve bunların ırkının en iyi temsilcisi olduklarından emin olmak için çeşitli eğitimlere, sınavlara, yarışmalara katılırlar. Köpekler buralarda kendilerini ispatlayarak ırk hakemleri ve federasyon tarafından üretime uygunluk belgesi kazanırlar. Bu insanlar, yüzlerce köpeği küçücük kafeslerde sürekli çiftleştiren insanlar değildir. Profesyonel bir üreticiyle tanıştığınızda bunu hemen anlarsınız. Yavru ya da yetişkin, bir profesyonel; size köpek satmaya çalışmaz, siz ondan köpek almaya çalışırsınız.


Yavru almak için bir yetiştiriciye gittiğinizi varsayıyorum. Oraya vardığınızda etrafa iyice bakın. Koşu alanları, egzersiz bölgeleri ve çiftliğin içine iyice bakın. Eğer yeterince temiz olmadığını düşünüyorsanız yavruların şirinliğine aldanmadan başka bir üreticiye gitmelisiniz. Çünkü sağlıkları açısından yavrular sürekli temiz tutulmalıdır. İçinde bulundukları kafes, yerlerdeki kağıtlar ve yattıkları yer temiz olmalıdır. Doğal olarak yemek ve su kapları da temiz olmalıdır. Bütün köpeklerini dışarıdaki köpek kulübelerinde, kirli koşu alanları ve dökülmüş yemek artıkları içerisinde tutan yetiştiriciler bütün bunların temizlik masrafından sakınmaktadır. Buradaki yavrular parazit veya hastalık kapmış olabilir ve eğer buradan bir yavru alırsanız kendinize sadece bir sıkıntı paketi satın almış olacaksınız.


Gelelim yetiştiricinin tavırlarına... İyi bir yetiştirici sizin hakkınızda bilgi almak isteyecek ve sizin bir almak istediğiniz köpek için uygun koşullara sahip olup olmadığınızı bilmek isteyecektir. Evinizin bahçesinin çitle çevrili olup olmadığını sorması her şeye burnunu sokan ya da korumacı biri olduğu anlamına gelmez. Kısa bir süre sonra sattığı yavrunun bir arabanın altında kaldığını duymamak için bahçenizi çitle çevirene kadar size yavru satmayı reddedebilir. Bu onun iyi bir üretici olduğu anlamamız için ilk adım sayılabilir.

Size beş haftalık bir yavru satmak isteyen üreticiden kendinizi sakınmalısınız. Alacağınız yavru en az dokuz (9) haftalık olmalı, parazitsiz ve en azından bir tane aşısı yapılmış olmalıdır. Kürkü temiz ve parlak olmalı, derisi ise esnek olmalı ve kendine göre büyük gelmelidir. Gözler parlak, canlı ve iltihapsız olmalıdır. Ve yavrunuz güzel kokmalıdır.

Eğer gösteri (show) kalitesinde bir yavruyla ilgileniyorsanız, kendinizi üreticinin ellerine bırakmak ve size uygun bir yavruyu seçmesi için ona danışmak akıllıca olacaktır. Çünkü , o batım doğduğu andan itibaren üzerinde çalışma şansı vardır ve yalnızca güzel bir yapıyı değil, ekstra bir şeylere sahip ve “show dog” (gösteri köpeği) olarak tanımlanan köpeği de aralarından seçebilir. Yavrunun ataları ve potansiyeli hakkında bilgi edinmek için şeceresini görmek isteyin. Şecereyi birlikte inceleyerek size açıklamasını isteyin. Eğer mümkünse baba ve anne köpeği de görün, onların yarışmalarda aldıkları dereceleri, daha önceki batımlarda doğan yavruları hakkında iyice bilgi edinin.


Eğer yavrunuzu e-posta ya da uzun mesafeli bir telefon görüşmesi yoluyla almayı planlıyorsanız diğer üreticilerle dikkatlice karşılaştırmalı ve iyi bir üne sahip olduğundan emin olmalısınız. Daha önce neler yaptığını ve ürettiği köpeklerin iyi bir mizacı olup olmadığını araştırmalısınız. Abartılı ve yavrunun büyüyünce en iyi gösteri köpeği olacağını garanti eden ilanlara aldanmayın. İyi bir üretici çok fazla iddiada bulunmaz, yalnızca satış sırasında yavrunun hatasız olduğunu, ayrılırken ise anne ve babanın şampiyon ya da seçkin genç köpekler olduğunu ve yavrunun sağlıklı bir durumda olduğunu anlatabilir. Büyük olasılıkla da yavrunun durumunun iyi olduğunu onaylaması için veterinerinize götürmenizi rica edecektir. Doğru beslenme alışkanlığı üzerinde de durabilir. Kimliğinin gelişmesinde ise eğitiminin önemi ve yavrunuzu birçok yere götürmeniz, günlük stresini atmanızın öneminden bahsedecektir. Daha sonra ise yavrunuzun şampiyon olmasını umut edebilirsiniz.





3. Anne Sahipleri: Eğer yavru almaya karar verdiğiniz yetiştiricinin o an elinde satılık yavru yoksa, bilgi almaya gittiğinizde sizi satılık yavrusu olan biriyle iletişime geçmeniz için yönlendirebilir. Eğer bu kişi çok bilinen bir yetiştirici değilse, iyi bir dişiye sahiptir. Bu yavruların bakımı iyi bir şekilde yapılıyordur ve muhtemelen evin mutfağına ya da sahibinin odasına doğmuşlardır. Bu yavrular çocuklara, evin gürültüsüne alışkın ve kolay uyum sağlayabilen yavrular olacaklardır. Evden kusursuz bir yavru almanız mümkündür. 


Bir ırk sahibi olmak isteyerek yola çıktıysanız, yavrunuzu satın aldığınız yer neresi olursa olsun dört nesillik bir şecere ve yavrunun kaydının sizin üzerinize transfer edildiğine dair (ülkenin köpek federasyonu tarafından onaylanmış) belge almalısınız. Şayet sahipleneceğiniz köpeğin ırkı, safkan olması ya da olmaması sizin için önemli değilse, secereyi es geçebilirsiniz. Unutmayın, şecere yoksa, ırk da yoktur. Şecereyle beraber pek çok beklentiyi de es geçtiğinizi unutmayın. 

Anlatmak istediğim özetle şu: eğer köpeğinizden fiziksel, görsel, karakteristik beklentiler içine giriyorsanız, profesyonel üreticiler bulmalısınız. Bunlardan zaten ülkemizde pek fazla yok. Buralardan edineceğiniz köpekler de hayli maliyetlidir. Eğer köpeğinizden bir beklentiniz yoksa, barınaklarda size hitap edecek pek çok köpek var. Bu işin ortası maalesef pek yok. Hem ucuz olsun, hem internetten fotoğrafına baktığım, filmini izlediğim, videolarını izlediğim köpeklerden olsun istiyorsanız bu işten hemen vazgeçmelisiniz. Çünkü yüksek beklentiyle alınan ve beklentiye cevap vermeyen pek çok köpek sokağa ya da barınaklara; ölmeye terk ediliyor. Evinize ne almak istediğinizle, aldığınız şeyin istediğiniz şey olduğundan emin olmalısınız. 

Son olarak, köpeğinizi sahiplendiğiniz yerden size beslenme ve gelecekteki bakımına ilişkin yönlendirmeler yapılmalıdır.


Yukarıdakilerin yanı sıra, iyi bir üretici sizin ihtiyacınız olduğunda yanınızdadır ve gelecek yıllarda sizin birçok ufak probleminize yardımcı olmak için heveslidir. Sizin sevinçlerinizi ve üzüntülerinizi paylaşacaktır.

Oktay Gülsaçan
Köpek Eğitmeni
İzmir - 2009

10 Ekim 2011 Pazartesi

Doğru Köpeği Bulmak 2: Hangi Irk?

Bir köpek almaya niyetlendiyseniz aslında kafanızda da büyük olasılıkla bir veya birkaç ırk vardır, ya da melez sahibi olma fikri... Yine de buralarda dolanıyor ve köpek seçimi hakkında bir şeyler okuyorsanız doğru yoldasınız. Kafanızda olan ırkın ya da ırkların hangisini seçmeniz gerektiği hususunda soru işaretlerini yanıtlamak, ya da doğru bir tercih yaptığınızdan emin olmak istiyorsunuz. Kafanızda ister büyük ırk, ister küçük ırk bir köpek olsun, ben yine de önce Doğru Köpeği Bulmak 1 adlı yazımı okumanızı tavsiye ediyorum. Eğer o yazımı okuduysanız, kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Hatırlarsanız bir önceki yazımda, bizim taleplerimizden ziyade, köpeğe sağlayacağımız imkanları değerlendirmiştik. Bu bağlamda büyük, orta ya da küçük ırkları değerlendirdik. Kafamızdaki soru işaretlerini yanıtladık.Eğer kafamızda zaten bir ırk varsa şu anda az çok o ırkın bizim koşullarımız için uygun olup olmadığını biliyoruz. Bu tercih önemli, çünkü köpek sahipleri genellikle başladıkları ırkla devam ederler hayat boyu. Tabii doğru tercih yapmışlarsa.

Şimdi gelelim bizim beklentilerimize. Bir köpek sahibinin bir köpekten beklentileri olmalı mıdır olmamalı mıdır, bu hayvanseverlikle ne kadar ilintilidir gibi fanatikçe tartışmalara girmeyeceğim. Çünkü benim köpeğimden beklentilerim var. Bir beklentim olmasaydı köpek değil pekala balık da besleyebilirdim öyle değil mi? Şimdi size üç aşağı beş yukarı kendimi anlatacağım. Böylece nasıl bir yol izlemeniz gerektiğini somut bir örnek üzerinde göreceksiniz.

Öncelikle daha önceki tüm köpek tecrübelerimi masaya yatırdım. (6 yaşımdan beri hayatımda köpeklerin olduğunu ve pek çok farklı ırktan ya da melez köpeklerle çok güçlü iletişimim olduğunu belirtmek istiyorum.) Her köpeğimin bana uygun olan ve olmayan özelliklerini önem sırama göre listelemeye başladım. Bir tanesi çok korumacı ama hantaldı, bir tanesi kendi başını derde sokacak kadar sosyal, bir tanesi çok iyi söz dinlerdi, bir tanesi çok yer çok uyurdu, bir tanesi çılgınlar gibi koşardı, biri farklı bakardı,biri fazla büyüktü, diğeri fazla küçük...

Benim için en başta gelen özelliklerden biri de tüy yapısıydı. Çünkü köpeğin, aile fertlerinin sağlık sorunlarını olumsuz etkilememesi gerekli. Cildimdeki bir rahatsızlıktan dolayı uzun tüylü köpeklerle uzun süreli etkileşimim ellerimde egzamaya yol açıyordu. Dolayısıyla uzun tüylüleri anında eledim. Çünkü köpekle olan iletişimde dokunmak önemli yer kapsıyor. Ayrıca evde bakacağım ve her gün evini süpürecek titizlikte bir insan olmadığım, evin içinde uçuşacak tüylerden de haz etmeyeceğim için kısa tüylü ırklar önceliğimdi.

Büyük ya da orta boy bir köpek istiyordum, evimin çevresindeki uygun egzersiz alanlarını yeterli görüyordum, maddi ve fiziksel imkanlarım ona bakmaya uygundu, zaman konusunda neredeyse tüm köpeklere uygun zamana sahiptim.

Kolay bulabileceğim bir ırk istiyordum. Zor bulunan ırklar büyük maddi külfetler getirdiği gibi, çok iyi bilinmedikleri için olası sağlık problemlerinde çözüme ulaşmak da bir o kadar zordu.

Eğitilebilirlik/Alana yatkınlık: Bir köpek alacağız; eğer özel bir amacımız varsa yani köpeğimizle birlikte yapmak istediğimiz bir iş varsa köpeğimiz buna hem fiziksel anlamda hem de karakteristik olarak yatkın olmalı. Örneğin Golden Retriever alıp ondan koruma köpeği olmasını beklemek doğru bir tercih değil. Benim için en önemli kriterlerden biri eğitimdir. Kendi bahçem ya da arazim olmadığı için, şehir içinde, toplum içinde, apartmanda yaşadığım, tüm bunların yanı sıra (aslında en önemlisi) köpeğimden eğitim anlamında ciddi beklentilerim olduğu için kolay eğitilebilir ırkları tercih ederim. Kendim için en önemlisini en sona yazdım, ancak siz bir pet düşünüyorsanız eğitimin gerekliliği öncelikle yaşadığınız bölge ile daha sonra da sizin eğitim konusundaki özel beklentilerinizle ve köpeğinizle geçirmeyi planladığınız zamana, bu zamanda onunla paylaşmak istediğiniz etkinliklerle ilgilidir.

Sosyallik/Dominasyon/Agresyon: Diğer köpeklerle ve diğer hayvanlarla, çocuk ve insanlarla ilişkisi. Eğer eğitime yatkın olmayan bir ırk düşünseydim bu benim için çok önemli olurdu. Çünkü iyi eğitilmemiş bir köpek sahibi olacaksanız, en azından köpeğin kimseye zarar vermeyeceğinden emin olmalısınız. Serseri mayın gibi ortalıkta dolaşan bir köpek çevreye tehdit oluşturur ve sizin için de sıkıntı paketidir. E köpeğimi de parkta bahçede serbest bırakabilmek, onunla etkileşim içinde güzel zaman geçirebilmek istiyorsam, ya iyi eğitilmiş olmalı, ya da dominasyon problemi olmamalı. Belki de ikisi birden... Bununla beraber agresyona yatkın ya da dominant eğilimli köpeklerin ilk kez köpek sahibi olacaklara pek tavsiye edilmediğini hatırlatayım. Çünkü dominant eğilimli bir köpek alıyorsanız, köpek davranışları konusunda çokça bilgi sahibi olmalı ve liderlik yapabilmelisiniz. kesinlikle dominant köpek almayın, demiyorum; ancak alacaksanız, yeterli donanıma sahip olmalısınız. Bu da yine zaman ve para ile doğru orantılıdır. Yanlış yetiştirilmiş her köpek yanlış hareket eder ve hem sizin hem çevreniz için tehdit oluşturur; ama bazı ırklar daha fazla!

Sahibiyle ve yabancı insanlarla ilişkisi: Ben şahsen itaat etmekten keyif alan, enerjik, sahibine çok ciddi bağlarla bağlanmış, yabancılarla fazla haşır neşir olmayan köpekleri severim. Siz belki daha özgür ruhlu, daha sosyal ve bağımsız ruha sahip bir köpek istiyor olabilirsiniz. Köpeğin mizacı ve toplum üzerindeki etkisi de bu noktada önem taşıyor. Apartmanınızdaki insanlar bir Labrador'a daha az tepki gösterirken, Dobermann, Rottweiler, Cane Corso ya da Boxer'a daha çok tepki göstereceklerdir. Köpeğinizi süper sosyal yetiştirseniz bile, bir Dobermann ya da Rottweiler asla bir Golden Retriever kadar sosyal mizaca sahip değildir. Ha çevrenizde eminim Rottweiler'dan milyon kat daha tehlikeli karaktere sahip Golden retriever'lar da oldukça fazla; ama burada ben sizin köpeğinizi doğru yetiştirdiğinizi varsayarak yazımı yazmak zorundayım, en sosyal ırktan canavar yaratacak bir sahip olarak düşünmüyorum.

Soğuğa/Sıcağa dayanaklılığı: Yaşayacağı ortam, yaşayacağı şehrin iklimi ile köpeğin bunlara direnci arasında uygunluk olmalı. Bir Husky'ye Antalya sıcağında bakmak pek akıllıca görünmüyor.

Enerji seviyesi: Önemli bir kriter daha. Sizi bilmem ama benim köpeğim hareket etmeye bayılmalı. Birlikte zaman geçireceksek, benim enerjime ayak uydurabilmeli. Dolayısıyla ben "yavaş" ırkları da elerim kendi adıma. Köpeğiniz ve sizin aranızda enerji uyumu olmalı. Çok sakin veya hantal köpeklerle enerjik sahipler, çok enerjik köpeklerle de yavaş sahipler uyum sağlayamazlar.

Olası Sağlık Problemleri: Hemen hemen her ırkın eğilimli olduğu rahatsızlıklar vardır; bunları da araştırmak lazım. Ancak bu genellikle son aşamalara denk gelir, her ırkın tek tek incelenmesi yıllar alabilir; kafanızda birkaç ırk belirledikten sonra bu sağlık sorunlarının ne kadarını göze alabileceğinizi ve genetik hastalıkları en aza indirgemek için neler yapabileceğinizi masaya yatırmalısınız. Bu konuda bir sonraki yazımda da mümkün mertebe size yol göstermeye çalışacağım. Melezlerin daha az hastalık sahibi olduğu ise tamamen hurafedir. Evet daha dayanıklı oluyor sokak köpekleri, çünkü çoğu kısa zamanda ölüyorlar. Fakat pek çoğunda fiziksel rahatsızlıkları (raşitizm, kalça displazisi vb) görmek birkaç dakika alır.

Eh, şimdi benim kafamda daha önceden hiç yoktuysa bile bir ya da birkaç ırk var, vardıysa bu tercihleri yaparken ne kadar gerçekçi yaklaşmışım onu görmüş oldum. Bundan sonraki aşama, bu ırklar hakkında önce genel bilgileri edinmek, daha sonra ırk sahiplerinin bulunduğu sosyal platformlara üye olmak ve onlara danışmak; mümkünse bizzat "birden fazla" köpekle ve sahibiyle tanışmak, onların tecrübelerinden faydalanmak olacaktır.

"Eee barınaklara, melezlere ne oldu?" dediğinizi duyar gibiyim. Barınaklarda pek çok ırk hayvan olduğunu bir kenara koyarsak (yani barınaktan bile alacak olsak bize uygun köpeği bulmalıyız),  melez bir hayvan sahibi olmak biraz bilinmeze yolculuk etmek gibidir. Yukarıda saydığım ve üzerinde düşünülmesi gereken bu kriterlerin çoğuna "hiç önemli değil, hiç fark etmez" diyorsanız, istediğiniz melezi alabilirsiniz. Ya da yine bu kriterlere uyan bir melez bulmaya çalışabilirsiniz. Ancak şunu unutmayın, köpeğinizi evinize almadan önce ne kadar çok düşünürseniz, o kadar doğru bir iş yaparsınız. O barınaklardaki köpekler sırf ırk oldukları için düşmediler oraya, etraflıca düşünmeden köpek sahibi olanların sorumsuz davranışları yüzünden oradalar...

Bunları etraflıca düşündükten sonra, Juen'deki ya da Evcil Köpekler'deki testleri uygulayıp fikirlerinizi bir de oralarda değerlendirebilirsiniz.

Bu yazının, köpek sahibi olmadan önce, nelere dikkat edilmesi gerekildiği konusunda fikir sahibi olmanızda yardımcı olduğunu umuyorum. Bu aşamayı da geçtikten sonra dişi/erkek, yavru/yetişkin değerlendirmesi yapacağız sıradaki yazımda. Eminim yine kafanızda bunlara dair bir şeyler var. Ama lütfen okumaktan vazgeçmeyin, en azından kararınızın doğru olup olmadığından emin olmanız için bir adım atmış olursunuz.


Oktay GÜLSAÇAN



Error 404

The page you were looking for, could not be found. You may have typed the address incorrectly or you may have used an outdated link.

Go to Homepage