Köpek Almadan Önce

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli

İzmir Köpek Eğitimi & Köpek Oteli

5 Ekim 2011 Çarşamba

Köpek Almadan Önce

Bu yazıyı okuduğunuza göre, henüz bir köpek sahibi değilsiniz. İnternette pek çok kaynakta köpek sahibi olmadan önce düşünmeniz, üzerinde durmanız, cevap vermeniz gereken sorular olduğunu görmüşsünüzdür elbette. Ben mümkün olduğunca her yerde karşılaşabileceğiniz yazıların dışına çıkmak niyetindeyim; elbette onlardaki önemli gördüğüm noktaları da es geçmeden. Ama her şeyden önce size, bir köpek sahibi olmadan önce araştırma yaptığınız için tüm hayvansever camiası adına teşekkür ederim. Zira ülkemizde her yıl on binlerce köpek, yeterince düşünülmeden sahiplenildiğinden dolayı sokaklara, barınaklara düşüyor, terk ediliyor, ölüyor... Bu yüzden bu yazıyı olabildiğince kapsamlı yazmak istiyorum.

Köpek sahibi olmak; hiç büyümeyen bir bebek sahibi olmaktır!
Abartmıyorum, inanın köpek sahibi olmanın bebek sahibi olmaktan zorluğu var, kolaylığı yok... Bunu, "ayyy onlar bizim bebişimiz..." mantalitesinden çok uzak bir bakış açısıyla söylüyorum. Üzerinde durduğum şey sorumluluklarınız. Yazıyı bitirdiğinizde, pek çoğuna değinmiş olacağım zaten; ancak şöyle bir giriş yapalım: Yetişkin bir köpeğin zeka seviyesi ortalama olarak 5 yaşındaki bir çocuğunkine yaklaşık. Yani o asla büyümeyecek, kendi ayaklarının üzerinde duramayacak, hep size muhtaç olacak bir canlı... Kısacası, bir köpeği sahiplenirken, ortalama 15 yıl bir çocuğa bakacak sabra ve pek çok niteliğe, hayat standardına sahip olmanız gerekmekte. Bir köpeği sahiplendiğiniz anda, tüm sorumlulukları sizindir. Rutin masraflarını (beslenme, sağlık vs) karşılayabilmeli, sosyal ihtiyaçlarını (eğitim, gezdirme, sosyalizasyon) giderebilmeli; kısacası ona zaman ve para ayırabilmelisiniz. Hem de 15 yıl boyunca! İşte bu yüzden bir köpek sahibi olmaya karar vermek, en az bir bebek sahibi olmaya karar vermek kadar karmaşık ve zor bir süreçtir.

Köpek Sahibi Olmak Lükstür!
Yanlış duymadınız. Ülkemizde, köpekle birlikte yaşamak, onun ihtiyaçlarını gerçek anlamda karşılamak lüks kategorisine girer. Siz öyle düşünmeseniz bile! Neden mi? Bir defa köpek sahibi olmaya toplumun bakışı ne yazık ki hâlâ pek de sıcak değildir. Köpeğinizle metroya binmek istediğinizde sorun çıkar mesela (kafes harici bindiremezsiniz zaten), seyahat etmeye kalkarsanız uçaklarda problem yaşarsınız, otobüs firmalarında problem yaşarsınız, taksiciler almaz, pansiyonlar ve oteller kabul etmez, ev sahipleri evlerini kiraya vermek istemez, komşular istemez, parklarda istenmezsiniz, sokakta çevirip "bunu besleyeceğine aç doyur" diyen tipler çıkar vs. yüzlerce sorunla karşılaşırsınız. Toplumun biraz daha elit kesimlerinde ise köpek sahibi olmak daha anlaşılabilir bir olgudur; alt kesimlerinde de öyledir aslında. Orta sınıf biraz daha önyargılıdır köpek sahiplerine ve köpeklere karşı. Hah, köpek sahibi olmak lükstür demiştik; örneğin bir aracınız yoksa, tatile çıkmanız pek de kolay değildir, ya da acil bir durumda onu veterinere yetiştirmeniz gerekebilir; belki de sizin bir gece içinde şehir değiştirmenizi gerektirecek acil bir durum oluşabilir. Ailenizden biri aniden rahatsızlığında, sizin "köpeği bırakacak kimsem yok" demeniz inanın aile içinde pek hoş karşılanmıyor. İş seyahatine çıkarken 1 günlüğüne komşunuzdan sulamasını isteyebileceğiniz bir çiçek de değildir köpek. Dolayısıyla köpek sahibi olmak aslında bir lüks bizim ülkemiz için. Zira bir çocukla seyahat etmek de, birine emanet etmek de (emanet ettiğiniz kişinin kabul etmesi bakımından) nispeten daha kolay gerçekleşiyor. Çocukları seven bir yakınınıza çocuğunuzu emanet edip 1 geceliğine çıkabilirsiniz, fakat köpeğinizi herkes kabul etmez, bunu aklınıza iyice yazın.

Hayatınız kurulu, planlı ve rutin olmalı!
Köpekler, rutin hayatları olan canlılardır. Şimdi bir köpek almayı düşünüyorsunuz... Peki kendi hayatınızın neresindesiniz? Bir kere öğrenciyseniz bu kararı en az 2-3 ay düşünerek verin. Erkekseniz 1 ay daha ekleyin. Bu işin okulu var, lisedeyseniz üniversiteye hazırlanması var, üniversitedeyseniz stajı var, iş bulma süreci var (ailenizden aldığınız parayla başka bir canlının sorumluluğunu aldığınızı düşünmeyin sakın, sadece ailenize bir sorumluluk daha yüklemiş olursunuz; şu an harçlığınızdan kesiyor olmanız, bir süre sonra ailenizin köpeğiniz için harçlık yollayacağı anlamına gelmiyor; ancak siz onu sahiplenerek sorumluluğunu almış oluyorsunuz), bulduğunuz işin çalışma saatleri var, askerliği var, evliliği var, sosyal yaşantınız var, belki sevgiliniz evlenirken istemeyecek köpek, mezun olduktan sonra yurt dışına okumaya gitmesi var, erasmusu var, işsiz kalmak var, yurt dışına yerleşmek var... Var oğlu var... İnanın bana, hayatınız hâl-i hazırda kurulu değilse ve yeterince net planlanmadıysa, bir süre sonra "Çok sevdiğim köpeğimden ... sebebinden hiç istemeyerek ayrılmak zorundayım :(" şeklinde bir mesajla forum/ilan sitelerinde yer alırsınız. Hayatınız rutin olmalı dedik... Öyle nerde akşam orda sabah bir yaşam tarzınız varsa hayatınız sakinleşene dek köpek sahibi olmayı unutun. Çünkü her sabah, her akşam o köpek dışarı çıkacak dostum. Her gün ilgilenilecek o köpekle... Eğer yaşam tarzınız uymuyorsa ya köpeği perişan edersiniz, ya da kendi hayatınızı! Herkes köpek sahibi olacak diye bir şey yok ya!

Aylık Masraf!
Sahip olmayı düşündüğünüz köpek için belirli bir bütçeniz olmalı. Bu bütçe değişkendir. Seçeceğiniz ırka, yaşadığınız semte, tercihlerinize göre değişir. Ancak şunu söyleyebilirim orta boy (Golden Retriever, Dobermann... ) bir ırkın aylık ortalama masrafı ortalama 150-200 TL civarıdır bu zamanlarda. Tabii bu rutin masraf, yani sadece mama ve koruyucu hekimlik giderlerinden bahsediyorum. Doğabilecek ekstra masraflar, sağlık problemleri, kazalar, eğitim masrafları hariç... Hah! Tam da bu noktaya değinmişken, bir eğitmen olarak, köpeklerin eğitim harcamalarının temel masraflara dahil edilmemesi ne kadar can sıkıcı. Oysaki köpeğin eğitimi, minimum tutarlarda da olsa, bir profesyonelden destek alınarak yapılmalı. Gelin ben bu fiyatı da dahil edeyim, aylık 250-300 TL olsun orta boy köpeğimizin masrafı. Elbette bu fiyatlar değişkendir demiştim. Bu fiyat, sizin niçin köpek sahibi olduğunuza, hangi ırkı seçtiğinize, nasıl bir köpek aldığınıza, kendi gelir düzeyinize... gibi pek çok değişkene bağlıdır. Zira sokakta ya da barınakta kuru ekmeğe talim bir köpeği "elimden geldiğimce bakarım" diyerek sahiplenip kuru ekmek yerine orta kalite bir mamayla besleyebilir, aşılarını en ucuza mal etmeye çalışabilirsiniz de... Dediğim gibi pek çok değişken var bu işin içinde. Ama bugün, orta boy bir köpeğin iyi (çok iyi değil bakın) bakılabilmesi için gereken minimum aylık harcama bu mudur? Budur...

Her gün zaman ayırmak, iş güç, beklenmedik kazalar!
Beklenmedik dediğime bakmayın, o kadar sürpriz bir görüntü değil bir köpek sahibi için yandaki fotoğraf. Yine masum bir tane bulduğumu itiraf etmeliyim.

İşten yorgun argın geldiniz, köpeğinizi çıkaracaksınız, o da ne? yandaki görüntüyle karşılaşmaya hazır mısınız? Önce bunu temizleyecek, belki boka bulanmış köpeğinizi temizleyecek, sonra yine onu dışarı çıkaracaksınız... Hazır mısınız buna? Bunun bir de kokusu oluyor tabii onu buradan hissettiremiyoruz size. Tuvalet alışkanlığının kazanılması elbette sizin düzenli biçimde köpeğinizle ilgilenmenize bağlı, fakat ne yaparsanız yapın, boktan kaçamazsınız.


Peki ya bunlar?
Köpekler böyle şeyler yapabiliyorlar. Dahası içinde bir aylık maaşınızın olduğu cüzdanınızı da ortada bırakırsanız yiyebilirler. Kablolar, halılar, koltuklar, elbiseler, elektronik eşyalar...

Köpeğinizin karakterine bağlı olarak, bir eğitmen desteği ve önlemlerinizi almadıysanız başınıza gelebilecek iyimser bir tablo bu.

Ortalığı toparladıktan sonra köpeğinizi dışarı çıkarmayı, onunla oynamayı ihmal etmeyin. :)




Aile, komşular, arkadaşlar?
Bir köpeğin geniş bir sosyal çevresi olabilir. Ancak şunu unutmayın, en az 1 (bir) tane sorumlusu olmalıdır. Topu başkalarına atamazsınız sıkıştığınızda. Bundan 2 sene sonra deliler gibi aşık olduğunuz kadının köpeğe alerjisi olabilir! Ya da sadece köpek sevmiyor olabilir. Köpekten korkuyor olması iyi bir ihtimal. İnanın bana, köpek seviyor olması o kadar müthiş bir ihtimal değil :) Zira çok seviyorsa kendisinin de sizi bekleyen bir köpeği olabilir. Bir köpekten daha zoru, iki köpektir...

Aileniz? Ailenizin her bireyi köpeği seviyor mu? Tatile çıkmak istediğinizde seve seve bakabilecekler mi? Bu durumdan hem köpeğiniz hem onlar memnun olacaklar mı? Ya da köpeğinizi bırakacak yeriniz olmadığı için ziyaret edemediğiniz dedeniz bunu hoş karşılayacak mı? "Yahu at şu köpeği yeaaa" diye ağzını ayırarak kendince şaka yapan arkadaşlarınızı telefon defterinizden silmeye hazır mısınız? Evinizde tüy var diye saçma sapan sizi yargılayacak olanları?

Ya komşular? Apartmandan saçma sapan şikayetler geldiğinde bunlarla mücadele edebilecek misiniz? Kiracıysanız ev sahibinizi ikna edebilecek misiniz? Komşularınızla mahkemelik olmaya, ya da evinizden taşınıp sizi köpeğinizle kabul edecek yeni bir yer bulmaya hazır mısınız?

Pek çok köpeğin sahibinden, yukarıdaki gerekçelerle ayrıldığını biliyor musunuz?

Ya oturduğunuz sokak, mahalle, semt? Semt sakinlerinin köpeğe yaklaşımı nasıl? Şaka yapmıyorum ki bunlar önemli mevzular. Sokakta alakasız insanların size çatmasına, köpeğinizi taciz etmesine hazırlıklı olun. Ve hatta sizi... Köpeğinizi her gün en az 1-2 saat gezdirebileceğiniz bir alan yoksa yürüyüş mesafenizde, bunu iyi değerlendirin. Akşam işten geldiğinizde köpeğinizle dolaşabileceğiniz kadar da güvenli bir semtte oturduğunuzu varsayıyorum tabii.

Son soru: Neden köpek?
Evet, her yerde ilk sorulan soruyu ben en son soruyorum. Önce köpeğin sorumluluğunu alabilecek kadar kararlı mısınız ona baktık çünkü. Şimdiyse, "Neden bu kadar büyük bir sorumluluğu almak istiyorum?" diye kendinize sorun lütfen. Ve köpek bakmanın, yukarıda saydığım genel geçer şeylerden daha çok sorun çıkaracağından emin olun hayatınızda. Tüm bunları neden hayatınıza dahil etmek istiyorsunuz? Bu soruya da kendinizce mantıklı bir yanıt verebiliyorsanız ve bu konuda kararlıysanız bir sonraki adıma geçebilirsiniz:

Nasıl bir köpek istiyorum? Irk mı, melez mi? Nereden sahiplenmeliyim? Hangisi bana en uygun? Yavru mu  yetişkin mi? Bir sonraki yazımda bunları irdeleyeceğiz beraber. Okuduğunuz için teşekkür ederim, okuyup da vazgeçtiyseniz emin olun en içten halimle teşekkür ederim. Çünkü tekrar etmem gerekirse, her yıl on binlerce köpek, iyi düşünülmeden sahiplenildikleri için mutsuz bir yaşama sürükleniyor. 


Oktay GÜLSAÇAN
Köpek Eğitmeni
İzmir - 2011

2 yorum

  1. Neden hep köpek sahibi olmanın kötü taraflarını yazdınız? Hiç iyi yanı yok mu? Eminim ki tüm köpekler, iyi ilgilenilmedikleri barınaklardan ya da pet shoplardansa ortalama bir gelire sahip sıcacık ve sevgi dolu bir evde yaşamayı tercih ederler. Tabi ki köpek sahibi olmak çok büyük bir sorumluluk ama onu bir barınaktan, sokaktan ya da pet shoptan kurtarmak kötü bir şey mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar "köpeksever" nickli kullanıcı. Köpek sahibi olmanın kötü taraflarını yazmadım. Zira bir lüks sahibi olmak, planlı bir yaşama sahip olmak, her gün zaman ayırmanızı gerektiren büyük bir sorumluluğa sahip olmak kimine göre "kötü taraf"ken kimine göre gayet makul olabiliyor. Bunları makul karşılayan insanların köpek sahibi olmasının doğru olduğunu söyledim.

      "Barınaktan ya da sokaktan kurtarmak" bazen o kadar da yüce bir şey olmayabiliyor. Yukarıdaki yazıda bahsettiğim sorumlulukları göze alamayan bir insanın barınaktan köpek alması bile bence doğru değil. O barınağa geri dönecek ya da sokağa geri bırakılıverecek olduktan sonra zaten "kurtarılmış" olmuyor sizin tabirinizle.

      Son olarak, petshop'tan köpek kurtarmak diye bir şey söz konusu olamaz. Petshop'taki küçücük akvaryum tarzı yerlerden köpeği satın alınca oradan kazanılan parayla 3 yavru daha giriyor o kafeslere.

      İyi günler/akşamlar dilerim, saygılarımla.

      Sil

Error 404

The page you were looking for, could not be found. You may have typed the address incorrectly or you may have used an outdated link.

Go to Homepage